17 Temmuz 2014 Perşembe

Bir Yaşıma Daha Girdim



Bir yaşıma daha girdim:)
Öyle bir yaş ki 20′li yaşların son demi, 30′a 1 kala…
Dönüm noktası gibi geliyor insana. Sanki bir yaş daha alacağım ve her şey değişecek gibi geliyor. Daha çok olgunlaşacağım. Daha çok sevileceğim, daha çok seveceğim gibi. Geç kalmış gibi, ama erken gibi de:) İçimde bir yandan kelebekler uçuran yaş.
Daha dürüst oluyorum yaş aldukça kendime karşı, hayata karşı. Daha olgunlaşıyorum. Asla vazgeçilmez dediğim ne varsa, büyüdükçe daha vazgeçilir oluyor. Negatif elektrik aldıklarım daha uzak hayatımdan, aklımda küçük bir şüphe uyandıran dostum bile olsa hemen vazgeçilir oldu. Aile daha önemli, daha vazgeçilmez, dostlar daha kıymetli…
Eee bir de 30′a 1 kala olduğu için daha şaşkınım. Sahi ne zaman geçti o 20′ler? Ne zaman geldim böyle 20′lerin son demine? Ne çok şey sığdı yıllara. Bundan sonra ki yıllara sığmayacak kadar çok şey… İlk 18 olduğumda doğum günü hediyem üniversiteyi kazanmam oldu. Mezun oldum. Aşık oldum. Sevdim, sevildim. Ayrıldım. Aşk acısı çektim. Asla geçmez dedim bu acı:) Şimdi gülerek hatırlar oldum:) Yüksek lisans yaptım. İş hayatına adım attım. Kariyer yaptım. Yetinmedim bir de üstüne blogger oldum:)  Devamı için tıklayınız

Hiç Bir Topuk Tıkırtısı Bu Kadar Davetkar Çalamaz…




Ayakkabıya düşkünlüğüm malum. Aynı renkten, aynı modelden sırf topuk boyu değişiyor diye alıp, rafladıklarım var. Bu yüzden her zaman ayakkabı firması keşfetmeye çok açığım:)
İnce Topuk… Topuk tıkırtısında ki davetkarlığa karşı koyamadığım firma. Şahane ayakkabıları var. Çok rahat ve deri kullanıyorlar. Fakat İnce Topuk’u diğer ayakkabı firmalarından ayrı kılan başka bir projeleri var. Kendi ayakkabını, kendin tasarlayabiliyorsun. Siteleri olan www.incetopuk.com a girdiğinizde tasarla diye bir buton var. Burada ayakkabınızın ne renk olacağına, açık mı kapalı mı? Platforlu mu, platformsuz mu? Platformu görünür mü, gizli mi? Dekoltesi yandan mı? Önden mi? Arkadan mı? Aksesuar istiyorsanız aksesuarlı bir ayakkabıyı en basit yönlendirme ile tamamen rahat edeceğiniz şekilde kendiniz tasarlıyorsunuz. Ayakkabı içerisinde ki astar rengine kadar karar verebilme hakkına sahibiz. Bir kadın başka ne ister? Mağazaya gidip, bunun platformsuzu, arkası kapalısı, önü açığı var mı demeye son! Oturun açın bilgisayarınızı, tasarlayın gönlünüzden geçen ayakkabıyı.Benim tasarlamak gibi bir derdim yok, olanı alırım diyorsanız en yaratıcı ayakkabılarda yine İnce Topuk‘ta. Birbirinden şahane olan bu hazır modellerden, gönlünüzce alın. Ertesi günü kargolanıyor. Nerede benim ayakkabım diye kendinizi paralamanıza gerek yok:) Mağazaya kadar yorulmanıza hiç gerek yok. Bir tıkla yanıbaşınızda tüm modeller.  Şiddetle incelemenizi tavsiye ediyor, edindiğim bir kaç ayakkabıları ile sizi başbaşa bırakıyorum. Devamı için tıklayınız.

Bazı Kadınlar Harika İşler Yapıyor


Urban Queen markasını tanımayanımız kaldı mı bilmiyorum. Şunu biliyorum ki  ürünlerini gören herkesin gözleri yuvalarından çıkıyor. Çünkü her tarza göre takısı var Beril Çiprut’un. Spor, maskülen, feminen, klasik ne tarz giyerseniz giyin bir takı bulursunuz onun koleksiyonunda. Bir çok ünlü ismin de çekimlerinde, özel hayatında, en özel günlerinde kullandığı Urban Queen’i bu kadar özel kılan, çok kaliteli ve her yerde bulamayacağımız parçalarının koleksiyonunda olması. Ünlüler dışında Türkiye’nin önde gelen stilistlerinin dergi ve model çekimlerinde de tercihi Urban Queen oluyor.  Benim kolye de yaşadığım en büyük sıkıntı, parfümümü önce sıkmış olsam dahi takılarımın kararmasıydı. Yüzüklerde ise ayarlanabilir tercih ettiğimde eğilmeler, bükülmeler olması oldukça can sıkıcı bir hal almıştı.Urban Queen ile yaşadığım bu sorunları artık yaşamadığım gibi, hiç bir yerde görmeyeceğim takılar kullanıyorum.  Üstelik instagram hesabında takıların nasıl kullanılacağı, takıların birbiri ile nasıl kombinleneceğine dair her gün paylaşımda bulunuyor. Mutlaka takip etmenizi öneririm. İnstagram hesap ismi: _Urbanqueen_  Şiddetle incelemenizi tavsiye ettiğim bir hesap.

Be Street Lady – Balat


Moda sizin için sadece giyinmek demek değilse, bazen düşündüğünüz oluyordur. Neden bizim de Mango, Zara, Top Shop gibi sokak modasına yön veren bir markamız yok? Diye düşünmüştürsünüz. Ülkemiz tekstil cenneti. Tasarımcılarımızın ürünleri yurt dışından bile takip ediliyor. Galiba sokağa inip, sokağın nabzını tutan, Dünya sokak modasını takip etmek şöyle dursun, varlığını bile kabul etmeyen bir çok firmamız olduğundan, hatta ve hatta tekstil piyasası bu zihniyetin elinde olduğundan, henüz sokak modasına yön veren Zara gibi bir markamız Dünya çapında olmasa da Türkiye çapında dahi yok diye düşünenlerdendim.
Sokak trendini takip edip, üretimini ona göre yapan bir firma yok diye düşünürken, İnstagram sayesinde bir firma ile tanıştım. BSL! O, bu, şu tşörtüm bsl, eteğim bsl etiketleyip duruyor. Takip ettiğim bloggerlarında ilgisini çekmiş. Bir parça beğendiğim şeyler mutlaka gördüm üstlerinde. İnstagramda takibe aldım. Marka sloganları Be street Lady. Türkiye’nin sokak modasına yön veren firması olmaya adaylar. Ve bunun için Dünya sokak modasını sıkı takipteler. Ben de ilgiyle onları takip ederken, bu şortun başka bir şey ile kombinlenmiş hali ile paylaşıldığı esnada, internetten sipariş verebileceğimi okudum. Teslimat ile alakalı çok ön yargılı bir şekilde, kendilerine istediğim şort bedenini email attım. Siteden sipariş vermeyip, email atma nedenim ise, teslimat konusunda ki kaygılarımı kendileri ile üzerine basa basa paylaşmaktı. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye’de kurumsal olmayan bir tedarikçiye, ürün siparişi verip, günlerce kargo beklememek, içten bile değil. Emaile beş dakika geçmeden dönüş aldım. İki iş gününde elimde olacağını söylediler. Bir de tavsiyeleri vardı:)

Gardrop Grusu Hande Can Yüce Röportajı




Biz onu Gardrop Grusu olarak tanıyoruz. Çok güzel giyinen, şahane fotoğraflara sahip, işini ciddiyetle yapan, ve modadan ziyade stilden çok çok iyi anlayan bir kadın. Bir çok ünlümüz, daha şık, daha stil sahibi olmak için onun kapısını çalıyor. Her ne kadar bunu söylemeye utansalarda, -ki bu utanma durumu bizim ülkemize has bir durum- onun zevk süzgecinden geçtikten sonra kendilerine, çevrelerine, yaşam koşullarına uygun bir stilleri oluyor ve bu stil ile göğüslerini gere gere dolaşıyorlar. Hande Can Yüce ile çalıştığını her fırsatta dile getiren Bergüzar Korel ise Moda haftasında bir defileyi izlemeye gittiğinde bile, defilede ki koleksiyondan da, modacıdan da, mankenlerden de daha fazla konuluşuluyor. Danışanları sadece ünlüler değil. Çalışan, giyinmeyi seven ama buna vakit bulamayan bir çok kişinin yardımına Hande Can Yüce Koşuyor. Onların gardroplarını düzenleyip, alışverişlerini yapıyor. Stil sahibi bireyler haline getiriyor.
Yaptığı iş çok zor! İnsanlara kendi beğendiği parçalar ile stil oluşturup, bunu onlara beğendiriyor. Gardroplarına girip, bunu atıyoruz diyor ve onları buna ikna ediyor. Ve bu işte artık bir marka Hande Can Yüce. Bu işi layığıyla yapıyor.İnstagramda onun fotoğraflarına bakmaya doyamıyoruz. Bu da olmamış dediğimiz kombini var mı? Benim daha olmadı.
Bu röportajı yapmaya karar verip, kendisi ile irtibata geçtiğimde, ne kadar cana yakın, bir o kadar da profesyonel olduğunu gördüm. Emaillerine mutlaka gün içerisinde cevap veriyor. Röportaj gününe sağdık. Çok düzenli. Çok titiz, bir o kadar rrofesyonel bir kadın. Onunla moda ve stil üzerine çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Buyurun Hande Can Yüce :
Devamı için burayı tıklayınız.

19 Nisan 2014 Cumartesi

Sıkıcı İş Hayatına Tarzınla Renk Kat!


İş hayatının kendisi yeterince kurallı ve sıkıcı değilmiş gibi, bir de çalışan kadın için, stil kuralları var. Bazı iş yerleri var ki, klasik kalıplardan bir nebze sıyrılmak istesen, kaşları çatılan şirket yöneticileri ile karşılaşıyorsun.
Ben böyle kurumları okula, yöneticileri de sevilmeyen okul müdürelerine benzetiyorum:) Neyse ki böyle bir iş yerinde hiç bulunmadım. Çalıştığım şirkette, stil kurallarımı kendim koyarak, günlük programımı göz önünde bulundurarak hazırlanıyorum. Gün içerisinde tüm gün ofiste olacaksam, ofis içerisinde misafir ağırlamayacaksam, tamamen ruh halime göre giyiniyorum. Haftasonu kadar rahat giydiğim günler bile oluyor. Bu bence moral, motivasyon üzerinde çok çok etkili. Dışarda uzun uzadıya toplantılarım olacak ise, koşuşturmama ve toplantı yapacağım firmaların tarzlarını göz önünde bulundurarak, yine kendi stil kurallarım ile giyiniyorum. Programıma göre ayar elimde. Dozajı ben veriyorum çerçeveme:) Devamı için burayı tıklayınız.

Pelinin Ayakkabıları’na Yaz Geldi





Geçtiğimiz ay kış sezonuna ait ayakkabıların çekimini yaptığımız, ve yaz sezonu için de müjde verdiğimiz Pelinin Ayakkabıları sezonu tamamen açtı. Her hafta yeni bir, iki ayakkabı ekleniyor, daha sandeletler gelecek olsa da şimdilik sizinle platform grubunu tanıştırmak istedim. Haftaya da stiletto ve sneakers modellerini sizler için inceliyor olacağım.
Pelin Özfırıncı.
Kıskanılacak derece de çalışkan bir kadın. Ona günün her saatinde çalışırken rastlamanız mümkün. Gün içerisin de hem Nişantaşı’nda ki showroomunu, hem Bakırköy’de ki mağazasını, hem instagramını,hem atölyesini hem whatsapını, hem de telefon trafiğini yönetiyor. Bunların yanında ayakkabılarını giyen ünlü konukları ile de tek tek kendisi ilgileniyor. Benim yazarken yorulduğum, Pelin Özfırıncı’nın yönettiği bu mekanizma o kadar da kolay işlemiyor. Devamı için burayı tıklayınız.

Bahar…



Bahar yanına yağmurunu, güneşini, renklerini, sıcağını aldı geldi.
Ne iyi etti, ne çok özlemiştik kendisini. İçimizi, dışımızı ısıttı. Dün ilk defa ofise arabadan inip, üzerim kaban, mont, ince bir hırka bile almadan yürüdüm. Üşümeden, titremeden:) Otoparktan ofise kısa mesafe olduğu için incecik bir bluzla böyle yürüyebildim. Sizin sokakta denememenizde fayda var:) Devamı için burayı tıklayınız.

Yeni Kozmetik fenomenimiz BB Krem



Blemish Balm daha kısa adıyla BB krem, hayatımıza yeni giren, en masum kapatıcı. Sadece kapatıcı olarak görmek büyük haksızlık!
Saymakla bitmeyen özelliklere sahip. Kırışık karşıtı, sivilce kapatıcı, leke kapatıcı, aydınlatıcı, nemlendirici hatta ve hatta güneş koruyucu.
Fondötenlerden farkı, çok masum! Renkli nemlendiriciden farkı, kapatıcılığı yüksek!
Yüksek UVA ve UVB içeriyor.
Bu şahane nemlendirici, koruyucu, kapatıcı, güneş koruyucu, kısaca BB kremin çıkış noktası Almanya. Estetik  sonrası ciltte oluşan morlukları kapatıp, onarması için medikal bir ürün olarak ortaya çıkar. Devamı için buraya tıklayınız.

Stilettolu Turkish Kovboy



Lise son sınıf ve üniversetinin ilk yılında, bir tane olsun, şöyle üzerime oturan, kız gibi gösteren bir jeanım yoktu. Bu iki yılı, Rock & Coke da gördüğüm asi ablalarıma özenip, erkek gibi üzerime en az iki beden büyük jeanlar, kırmızı kısacık erkek saçlarım, bordo rujumla geçirdim. O yıllarda ki fotoğraflarıma bakınca, hala katılarak gülüyorum kendime:)
O yıllardan sonra, ya  İspanyol paça jean ya da skinny jeanları tercih ettim. Elime bedenimden bir beden büyük bile jean almadım. Bol kesim jeanlardan uzak durdum. Ta ki geçen yıl boyfriend jeanlar artık beni cezbetmeye başlayana kadar. Boyfriend jeanları dahi, daha elagan göstermek gibi bir derdim var:) Sanırım o yıllarda ki görüntüme dönmekten korkuyorum:) Altına ya dolgu topuk, ya da bir stiletto geçiriyorum. Devamı için burayı tıklayın.

26 Mart 2014 Çarşamba

Yırtık Pırtık Blue Jean





Zamane kızıyım ben zamane,
Aman da herkes, herşeye nane
Yeee o yeee
Kim akıllı, kim deli divane
Ben de yürürüm yane yane Ooo yeee
Arabesk, pop, caz, alaturka
Sırtımda yamalı bir hırka
Yırtık pırtık blue jean
Haydi haydi gidelim parka
Sertap Erener bu şarkıyı, yırtık jean modasının tavan yaptığı 90′lı yıllarda bağıra bağıra söylerken, henüz 1. sınıfa yeni başlamıştım. O yılların yırtık jean modasına, yaşım itibari ile ayak uyduramamış olmamdan ötürü, içimde bir uhde kalmış olmasından gerek, 2 yıldır haftasonları kullanmayı en çok sevdiğim parçalardan yırtık jeanlar.

20 Mart 2014 Perşembe

Mercedes – Benz Fashion Week Day 2



Mercedes-Benz Fashion Week 1. gün fotoğraflarını instagram hesabımda paylaştığım için, buradan da post yayınlamaya gerek görmedim. 2. gün ise günün ruhuna uygun tepeden aşağı siyah giyindim.
Geçen yıl çok moda olan tulumlar, bu yılda popülaritesinden bir tık bile kaybetmeden, varlığını sürdürüyor. Ben siyah ve beyaz tulumlara hayat kurtaran şahane parçalar olarak bakıyorum. Bugün ne giyineceğim, beş dakikaya da hazır olmam gerekiyor diyorsanız, dolapdan çıkıyor, hop üstünüzde, altına bir ayakkabı tamamdır. Devamı için burayı tıklayınız.

14 Mart 2014 Cuma

Mercedes Benz Fashion Week 2014 İstanbul Sokak Modası

Mercedes Benz Fashion Week 2014 İstanbul’un bitmesine 1 gün kaldı. Yarın son defileler gerçekleşecek.
Tarifi mümkün olmayan acıların gölgesinde gerçekleşen Mercedes Benz Fashion Week 2014 bu yıl izleyenlere çok tat vermese, tasarımcılar acıyı yüreğinde hissederek tasarımlarını sunmuş olsa da ,herkes oldukça morelsiz de olsa, bir şekilde moda haftasının son gününe kadar geldik. İzleyicilerin birbirinden şık stillerini sizler için fotoğrafladım. Devamı için

8 Mart 2014 Cumartesi

Vakko 2014 İlkbahar-Yaz Defilesi






Vakko 2014 ilkbahar-yaz kreasyonunu Zorlu Center’da yer alan şık mağazasında, seçkin davetlilerin yer aldığı bir organizasyonla tanıttı.
Ebru Güzel, Irmak Atuk gibi mankenlerin yer aldığı defilenin koreografisi Uğurkan Erez’e, defile müzikleri ise yurt dışında gelen djlere emanetti.
Defile de en göze çarpan parçalar ise; klasik Vakko şıklığına sahip, ceket ve pantolonlar,  transparan gömlekler, erkeklerde renkli ayakkabı, kısa pantolon ve deri ceketlerdi.
Vakko defilesiyle bir kez daha gördüm ki, senenin renkleri; siyah, beyaz, bej, sarı, mavi. Devamı için burayı tıklayınız.

2 Mart 2014 Pazar

Pelinin Ayakkabıları



Ayakkabı sevmeyen kadın var mı?
Varsa da ben tanışmadım!
Hangi yaş grubunda olursa olsun, dolabında ne kadar ayakkabısı bulunursa bulunsun, bir çift güzel ayakkabıya daha gönlünü kaptırmayacak bir kadın tanımıyorum.
Bazen bir ay boyunca uğruna çalıştığımız, toplam maaşımızın tutarı kadar olan ayakkabılara gönlümüzü kaptırmıyor değiliz. İşte bu noktada Pelin’in Ayakkabıları  giriyor devreye.
Pelin’in Ayakkabıları‘nın çıkış öyküsü de, ayakkabıları kadar ilgi çekici. Pelin Acıoğlu Özfırıncı, Çin’e yaptığı bir seyahatte, kendisine ayakkabılar alır. Türkiye’ye döndüğünde hemen hemen her arkadaşından, bir daha gittiğinde bize de getir cümlesini duyar. Devamı için burayı tıklayın.

27 Şubat 2014 Perşembe

I LOVE SALE, I LOVE SHOPPING


Markalar, %50 indirim dönemini geride bırakıp, %70’leri aşan indirim dönemine girdiler.
Bırakın avm ziyaret etmeyi, bir alışveriş severi Nişantaşı, Bağdat ve İstiklal Caddesi’nde vitrinler de yer alan  %70 indirim/sale afişleri hemen içeri alıveriyor. Mağazaya istem dışı girilip, öyle bir,iki parça da değil, gerekli, gereksiz, belki hiç tarzınız olmayan, belki de giyilmeyecek bir dünya parça alını veriyor.
Bugün gardrobumu düzenlerken farkettim. Asla tarzım olmayan bir etek, ve neredeyse birbirinin aynısı olan, üç siyah tayt almışım. Bence bunun nedeni, indirimli ürünlerin, sezon ürünleri ile yan yana sergilenmesi. O siyah taytın bir benzerinin sezonda ki fiyatının beş kat fazla olduğunu görünce, alma dürtüsü şahlanıyor. Dizginleyebilene de aşk olsun. Almazsak zarara uğrayacağımızı, düşündürüyor. Bir de elimizde ki ürünün tek bedeni varsa, ve ürün bizim elimizdeyken, bayanın elindeki bedenden başka var mı sorusuna, mağaza görevlisi hayır yok diyorsa, ve elimizden bırakırsak, bir başkasının alacağını düşünmek, denemeye bile lüzum görmeden kasa önünde soluk aldırıyor. Devamı için burayı tıklayınız.

26 Şubat 2014 Çarşamba

Yves Rocher Kadınları Ben Böyle Güzelim Dedi




Yves Rocher, Beyoğlu Sefahathane de muhteşem bir parti verdi.
Ben de bu partiye Vegan Kozmetik blogunun yazarı, canım dostum, Miray Ersaraç ile katıldım.
14 yıllık dostum ile, parfümlerine, duş jellerine, son keşfim olan bitkisel kozmetik makyaj malzemelerine bayıldığım markanın partisine gitmek pek keyifliydi.
Daha kapıdan içeri girmeden, Yves Rocher makeupları kapıda karşılayıp, gelen bayanlara makyaj yaptı. Makyaj tüyolarını paylaştı.  devamı için buraya tıklayınız.

23 Şubat 2014 Pazar




2014 Mango İlkbahar-Yaz Defilesi

İspanyol tekstil devi Mango, 2014 İlkbahar-Yaz Türkiye defilesini, Çırağan Sarayı’da gerçekleştirdi. Defileye 2 saat kala gideceğimden haberim oldu. Resmen elim ayağıma dolaştı. Hayatımda ilk defa global bir markanın defilesini izledim. Telefon ile çeksem de, yanımda profesyonel bir fotoğraf makinası olmadığı için, imdadıma bugünlerde her konuda yanımda olan Yves Rocher yetişti:) Devamı için buraya tıklayınız.



22 Şubat 2014 Cumartesi

Burası Bir Harika!

Hadi bir kuaför düşünelim.
Konteyner içerisine kurulmuş bir caddede. Bu caddenin duvarlarında birbirinden canlı, iç ısıtan, coşturan, gencecik hissettiren grafitiler. Global, yerli, oldukça lokal bir çok yeme, içme yerleri. butikler, hediye dükkanları. 
Trump Cadde Mehmet Tatlı’dan bahsediyorum. Devamı için
Resim yazısı ekle

Biri Bitkisel Kozmetik mi Dedi???

Kadın olmak zor zanaat, erkek olsan bir traş olur çıkardım desek de, meseleye başka bir yönden bakıp, ne kadar şanslı varlıklarız dilimin dönüp, parmaklarımın yazdığınca anlatayım.
Bir erkek (normal bir erkek) uyumamış, yorgun ya da solgun iken, biraz pudra, biraz rimel, bir de allık da yüzüme renk gelsin deme şansı var mı? Yorgunluğunu, solgunluğunu kapatabilir mi?
Tabiki hayır!
Ya biz kadınlar her türlü kusurumuzu kapatabiliyoruz. Devamı için
Resim yazısı ekle

2014′Te Esen 1960′lar Rüzgarı

Moda tarihinde çığır açmış 1960′lar, her dönemde en az bir, iki parçasıyla kendinden sonra gelen yıllarda da etkisini sürdürmüştür.
Geçtiğimiz yaz, ve yaşadığımız sözüm ona kış denirse kış aylarında 1960′lar modası hemen her parçada kendini göstermektedir.
Cıvıl, cıvıl renkler, geometrik, kareli desenler, puantiyeler, eldivenler, bebe yakalar, geniş kesim paltolar, kareli paltolar, platform ayakkabılar, kalem etekler ve daha nicelerini hafif modernize ederek ya da dönemine uygun haliyle kullanıyoruz.
Resim yazısı ekle
1985 sonrası annemin dolabında bordo, siyah ve kahve tonlarında oluşan kalem etekler vardı. Ben bordo olanına hastaydım. Hemen büyüyüp, o eteği ve bordo rujunu kullanmak istiyordum. Ben büyüdüm ama çok sevdiğim o parçalar dolapta ki varlığını koruyamadı. Bu konu annemle aramda hala krizdir:) devamı için

Senin Halin Hal Değil Şubat!

Resim yazısı ekle
Şubat senin halin hal değil. Depresyondasın. Bir ağlar, bir güler oldun. Bir bakıyoruz günlük güneşlik, bir neşe alıyor seni. Bir bakıyoruz yağmur, gözyaşın, hüzünün.bakıyoruz yağmur, göz
yaşın, hüzünün.
Ama şubat kendini kaybettin. Bu su götürmez bir gerçek. Şubat dediğin sert olur. İnsanının iliğini dondurur! Yağmurun olmazsa, kar yağar, kar yağmazsa, sert rüzgarın olur.
Elbette güneşli günlerinden şikayetçi değilim. İçimi ısıtan sıcağın güzel de, ya yağmayan yağmur, kar yüzünden, yaz aylarında çekeceğimiz gıda, su sorunu? Bunu düşününce kaygının biri bin para:(  devamı için